IMDB:
8 / 10
Tür: Cinayet, Dram, Gizem
Süre:
1 sa. 20 dk.
Renk:
Renkli
Yapım
yılı: 1948
Ülke:
ABD
Yönetmen:
Alfred Hitchcock
Oyuncular:
James Stewart, John Dall, Farley Granger, Dick Hogan,
Edith Evanson, Douglas Dick, Joan Chandler, Cedric Hardwicke
Favori diyalog (Quote of the film):
Selamlar!
Size tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden biri desem? En iyi gerilim ustası desem? En iyi kurgu ustalarından biri desem? Seyirciyi şok eden yönetmen desem? Senaryo seçmede guru desem? İlklerin adamı, ülkeler arası paylaşılamayan bir adam desem? Hollywood’a transfer olan bir İngiliz desem? Hollywood’un tahammül edilemez set ve sansür kurallarını umursamayan sayılı yönetmenlerden biri desem? Cameo’ları ile bizi her seferinde şaşırtan adam desem? “Sapık” desem, “Kuşlar” desem; bana tabi ki ALFRED HITCHCOCK diye bağırırsınız😊 Evet bu inanılmaz adamın bir diğer filmi ile karşınızdayım. Of nerden başlasam nasıl anlatsam... Bir önceki yazımda size bu eşsiz insanın ilk ve tek kara-komedi türündeki filminden bahsetmiştim. Şimdi ise gerilim ustasının en iyi filmlerinden biri olan “Rope (Ölüm Kararı)”ndan bahsetmekten mutluluk duyacağım.
"Bence kurban olmadığı müddetçe herkes iyi bir cinayetten hoşlanır" |
Filmin hikayesi ise maalesef gerçektir. Chiago Üniversitesi'nde okuyan Nathan Leopold ve Richard Loeb’un hikayesidir bu. Nasıl bir hikaye derseniz; konuya geçelim derim ben de:
Peki partide neler yaşanacaktır? Çok sevdikleri Rupert olayın içyüzünü anlayabilecek midir? Bu iki genç gerçekten de yakalanmadan mükemmel cinayeti işleyebilmiş midir?
Keyifli izlemeler dilerim!
Bilgi ve
yorumlar (SPOILER ALERT – Filmi izledikten sonra okumanızı öneririm!)
Fim
bir Hitchcock klasiği olarak şok edici bir sahneyle başlar. Korkunç bir çığlıkla irkilip, yavaş yavaş bir
evin salonuna pencereden girersiniz. Brandon
ve Philip salonlarında arkadaşları David’i ayakta bir ip ile
boğmaktadır.
Tek kamera, tek odada geçen bu benzersiz
gerilim, az ama etkili oyuncu kadrosu ile zamanında büyük ses getirmiştir. Set ekibi mobilyaların hemen hemen hepsine
tekerlek monte eder ki, kamera tüm odayı gezerken rahat hareket edebilsin. Film Hitchcock’un ilk renkli filmidir. Hitchcock bu filmini 4,5 dakikadan
10 dakikaya da uzanan kesintisiz yönettiği 10 çekimden oluşturur. Bu yöntemi ilk defa bu filminde deneyen usta
yönetmen, bir daha bu tekniği hiçbir filminde de kullanmaz.
Filmin tamamı giriş sahnesi dışında stüdyoda
çekilmiştir. Pencerenin dışından görünen
bulutlar cam elyafından yapılmıştır.
Filmin son sahnesinde duyduğumuz polis siren sesi ise, birkaç blok
öteden Warner Brothers Studio’sunun önüne doğru son sürat gelen ambulans ile
sağlanmıştır. Sesler stüdyonun kapısının
girişinde kaydedilmiştir.
James Stewart |
Bu
rol önce Cary Grant’a teklif edilmiştir. Grant, bu rol ile karşımıza çıkmasa da,
Hitchcock’un önemli baş yapıtlarında yer almıştır.
Şüphe (1941) |
Aşktan da Üstün (1946) |
Kelepçeli Aşık (1955) |
Gizli Teşkilat (1959) |
Alfred
Hitchcock aslında ilginç bir insandır.
Ailesi tarafından da çok farklı yetiştirilmiştir. 5 yaşındayken babası onu bir polisle anlaşarak, 10 dakikalığına
Yanlış Adam (The Wrong Man, 1956) |
Hitchcock
hayata çizer olarak başlar. Daha sonra
bir stüdyoda prodüktör yardımcısı olarak çalışır. 21 yaşında en güvendiği gerçek iş danışmanı
olan sinemacı Alma ile evlenir. İşine
ilk sessiz sinema ile başlar. Ve kariyerinde 10 sessiz film yönetmiştir. Zaten
Hitchcock’un en büyük özelliği (ki ben okuduğumda çok şaşırmıştım) filmlerinin
sesini kapatıp izlerleseniz yine de oyuncuların mimik ve el hareketlerinden hikayeyi anlıyor olabilmeniz!
“Sinemayı öğrenmenin en etkili yolu sessiz film çekmeye çalışmaktır” |
Dünya
çapında ünlendikten sonra, 1939’da İngiltere’den ayrılp Hollywood’a gelen
Hitchcock, Hollywood standartları ve sansürlerinin de etkisiyle kendine özgü
çekim ve kurgu tekniklerini geliştirmiştir.
Hollywood’da ilk çektiği film “Rebecca” ile de “En iyi film” Oscar’ının
sahibi olmuştur. Ve ilginçtir ki bu
kazandığı ilk ve tek Oscar'dır. En iyi
yönetmen kategorisinde ödül sahibi olamamıştır.
Rebecca (1940) |
Filmimize
geri dönelim artık😊 Bu filminde Hitchcock 2 cameo kullanır: biri
filmin en başında New York sokaklarında yürürken, biri de Janet ve Kenneth
konuşurken, ortalarında dışarıda penecerede beliren neon reklam ilanı şeklinde. Bu neon ilan cameosunu “Yaşamak İstiyoruz
(Lifeboat)” filmindeki gazete ilanından da kullanmıştır.
Akşam boyunca Brandon soğukkanlı ve konrollü iken, Philip gergin ve endişeli görünmektedir. Bunu örtbas etmek için de çok fazla içki içer. David'in halasının onun el falına bakıp, "ellerin sana büyük şöhret getirecek" dediğinde ise bunu kadının kastettiği piyano kabiliyetine değil de; işlediği cinayete yorar ve psikolojisi iyice bozulmaya başlar. Film boyunca tüm diyaloglarda David'in yokluğu konuşulur. Bir süre sonra bu durum endişeye de yol açacaktır. Rupert, Philip'in davranışlarından bir terslik olduğunu hisseder ve onu kendince sorguya çeker. Evden ayrılırken, Brandon, David'in babasına vereceği kitapları, oğlunu boğduğu ip ile tutturarak verir. Bu gerçekten de çok itici bir durumdur.
Salondan en son Rupert ayrılır. Vedalaşırken Bayan Wilson ona yanlışıkla David'in portmantoda kalan şapkasını verir. Bu Rupert'ın şüphelerini daha da körükler. O ayrıldıktan sonra ikili tam rahatladıklarını ve başardıklarını düşünürken; Rupert sigaralığını unutma bahanesiyle geri geliverir. Rupert bir içki daha içer ve iki genci cesaretlendirerek itiraf ettirmelerini sağlamaya çalışır. Kendi fikri deney yapmak amacıyla David'i etkisiz hale getirip saklamaları yönündedir. Onu her zaman kendilerine yakın bulan Brandon, Rupert'in takdirini kazanacağını da düşünerek olayı itiraf eder ama tabancasını da cebindedir. Rupert tabancasını da farketmiştir. Birden Rupert cebinden "ip" i çıkarır. Bu asında Philip'in vereceği tepkiyi görmek içindir. Başarılı da olur. Kendinden geçen Philip tabancayı alıp başından beri bu işte olmak istemediğini söyler. Rupert sandığa bakmak istediğini söyler. Baktığında ise yıkılır, yanılmış olmayı dilemiştir. Ama David'in cesedi içindedir. Brandon hala Rupert'ten anlayış beklemektedir ve ona vasıfsız insanların yok edilmesine dair tartıştıkları dersi anlatır. Rupert şaşkınlığının yanında çok da üzgündür çünkü bir şekilde gençlerin aklına bu fikri dolaylı da olsa kendinin soktuğunu anlar.
Filmin son 3 dakikası gerçekten çok etkileyicidir. Üç karakter de konuşmaz. Polis siren sesleri duyulur. Brandon son içkisini içer, Philip ise son kez piyano çalar. Rupert ise sandığın yanında oturup beklemektedir.
Film, Patrich Hamilton'ın tiyatro oyunundan uyarlanmıştır. Orijinal senaryoda, Brandon ve Philip sevgilidir. Öğretmen Rupert, 29 yaşlarındadır ve hala bu ikilinin öğretmenidir. Hatta bu iki gençten biri ile de zamanında bir ilişkisi olmuştur! Hitchcock yazar Hume Cronyn ile birlikte hikayeyi farklılaştırmış hatta olmayan karakterler de eklemiştir. (Janet, Bayan Wilson, Kenneth ve David'in halası) Ve olay İngiltere'de geçmektedir. Tüm bu uyarlamalara rağmen hikaye yine de Amerikan halkı tarafından aykırı bulunur.
Hitchcock'un en etkileyici filmlerinden biri olan bu baş yapıtı mutlaka izlemenizi öneririm.
“Kötü
adam ne kadar başarılıysa film de o kadar başarılıdır.
Bu en önemli kuraldır.”
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder